Hicri yeni yıla girmiş bulunuyoruz. Yılın ilk ayı Muharrem’in en büyük yemek geleneği ise aşure. Evin büyük tencerelerinde, belki kazanlarda heyecanla hazırlanan aşureler rengarenk süslenir, konu komşu eş dost ile paylaşılır. Nar en güzel süsleme aracıdır ama onu bulmak her geçen sene zorlaşıyor :)
Muharrem’in 10. gününe gelen aşure günü, Arapça 10 anlamına gelen ‘aşara’ kelimesinden türemiş. Buğdayla yapılan bir tatlı olduğu için kökeni tarıma başlanan yıllara dayandırılır. İnsanlığın ilk yaşam yeri Mezopotamya’da Sümerlerde ortaya çıktığı düşünülen aşure günü, İslam öncesi toplumlarda da bereketle ilişkilendirilen ve kutsal sayılan bir gündü. Zamanla farklı anlamlar kazanan bu gününün Yahudilik inancıyla şekillendiğine ve Yahudi inancının en kutsal günlerinden sayılan Yom Kippur ile bağlantılı olduğuna inanılır. Kerbela hadisesiyle siyasi bir anlam da yüklenen bu onuncu gün, bazıları için Hz. Hüseyin’in şehadeti sebebiyle matem havasında bazıları içinse Allah’ın on peygamberine verdiği on farklı lütfun kutsiyetinin yaşandığı bir bayram havasında geçiyor. Osmanlı’da ise her ikisi.
Peygamber ve ehl-i beyt sevgisinin temel alındığı Osmanlı sosyal hayatında, toplumsal bilince ve ortak kültüre kavuşma noktasında aşure geleneği saray ve tekkeler aracılığıyla hem matem hem bayram havasında istikrarla sürdürülmüş. Feridun Emecen, Topkapı Sarayı’nda üç çeşit aşure pişirildiğini söyler. Birisi Büyük Mutfak’ta pişirilen ve şehir halkına dağıtılan ballı aşure. Diğeri Helvahane’de pişirilip saray ahalisine dağıtılan şekerli aşure. İki aşure arasındaki temel farkın tatlandırıcı olarak birinde bal ve ötekinde şekerin kullanılması olduğunu, yani şekerin o dönem bir saray malzemesi olarak lüks sayıldığını söylemeden geçmeyelim. Padişah ve Harem-i Hümayun için özel servis edilen üçüncü çeşit aşure ise Kuşhane mutfağında pişirilen süzme miskli aşure. 18. ve 19. yüzyıllar ile beraber süzme miskli saray aşuresi konaklarda da yapılmaya başlandı.
Bugün 21. yüzyılda herhangi bir apartman dairesine saray mutfağını taşımak isteyenler için tarifini ekleyelim.